Babacan YEK'e Karşı Mı?

By | 19 Temmuz 2010

Referanduma götürülen Anayasa Değişikliği Paketi bile bu kadar düşünülmedi.

Hükümetin yenilenebilir enerjiyi bu denli önemsediğinden midir nedir YEK’in yasalaşması Anayasa değişikliğinden zor oldu. Hâla tam olarak bir noktaya varmayan YEK bir başka bahara mı etlenecek?

Hürriyet Gazetesi’nden Yalçın BAYER, dünden bugüne Yenilenebilir enerji alanında yapılan düzenlemeleri ve yeni YEK hakkında yorumlarını içeren bir makale kaleme aldı:
O makaleden bazı bölümler aşağıdadır.

Nükleer Enerji Yasası, geçen hafta Meclis’ten geçti… Muhalefet bu yasa üzerinde çok ağır eleştiriler yaptı.

Peki Yenilenebilir Enerji Kanunu ne oldu? Günlerdir Meclis gündeminden geriye iteklenip duruyor.
Öncelikle 5346 Sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) Kanunu’nun geçirdiği safhaları göz önüne alındığında bu ülkede birtakım güçlerin
‘engelleme’si kime yarar sağlıyor diye düşünüyorsunuz.

Özetleyelim.
2002 yılından 2005 yılı mayıs ayına kadar süren hazırlık çalışmalarından sonra 5346 sayılı YEK Kanunu, Mayıs 2005’te yürürlüğe girdi. Nisan 2007 ve Temmuz 2008 tarihlerinde yapılan değişiklikler ile YEK Kanunu bugünkü mevcut durumuna getirildi.

Ancak tecrübelerden anlaşıldı ki kanun mevcut şekli ile özellikle güneş, jeotermal, biyokütle ile küçük ölçekli rüzgâr ve hidrolik kaynaklı projelerin elektrik üretimi amaçlı kullanılmasında yeterli olmuyor.

TBMM Enerji Komisyonu, ilgili kamu ve özel sektörün tüm temsilcilerini davet ederek öncelikle Enerji Bakanlığı’nca hazırlanan bir kanun değişikliği etrafında birçok toplantı yapıldı. Muhalefet partilerinin üyelerinin de tam desteği alındı ve sonuçta kanun teklifinin Meclis gündemine sunulması sağlandı.
Ancak Haziran 2009’dan beri bir görüşme olmadı.
Son 15 gün içinde tasarı bir ara görüşülecek tasarı ve tekliflerin 9. sırasına kadar indi, şimdi yeniden gerilere iteklendi.

Bu arada Enerji Bakanlığı’nca 5346 sayılı YEK Kanunu’nda değişiklik yapılması hakkında yeni bir kanun tasarısı üzerinde çalışıldığı öğrenildi.
Rüzgâr Enerjisi Santralleri Yatırımcıları Derneği (RESYAD) Başkanı
Selahattin Baysal, bu arada bir açıklama yaptı “Tasarının akıbetini öğrenmek istiyoruz” dedi.
Bir el, bu tasarının Meclis gündemine getirilmesini engelliyor.
Yatırımcılar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci’ye
soruyorlar:

“6 Haziran 2009’da TBMM gündemine gelen YEK Kanunu tasarısının bekletilmesi yerli ve yabancı yatırımcılar üzerinde çok büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Hiçbir yerli ve yabancı firma yeni YEK Kanunu beklentisi dolayısıyla yeni yatırımlara başlamamıştır. Keza yerli ve yabancı finans kurumları ve bankalar da aynı beklentilerle hareket edemez duruma gelmişlerdir.”
Enerji Bakanı Yıldız, gerek YEK Kanunu, gerekse özellikle de rüzgâr enerjisi projelerinin lisanslanmalarına olumlu bakıyor ama bir adım atamıyor.

Olayın arkasında bakanlığa dönük bir güvensizlik, yetkisizlik, etkisizlik vb. olumsuz bir kanaat oluştuğunu söylüyor yatırımcı işadamları…
“Bize niçin hiç danışılmıyor, toplantı yapılmıyor” diye soruyorlar.
Ali Babacan niye yenilenebilir enerjileri sevmiyor acaba? 2005’ten beri neden muhalefet ediyor. Dıştaki büyük enerji gruplarının kendisine dönük bir baskısı mı var acaba?
Biz de soruyoruz, yerli üretimler neden teşvik edilmez!

Enerjide ‘boğdurulma’ tablosu

ENERJİ sektöründe iki grup var: 1- Kaynağına para ödenmeyen enerji… Allah’ın rüzgârı, suyu, jeotermali… Kömürün çıkarılmasının bir bedeli var. 2- Petrolü ve doğalgazı dışardan alıyoruz, ağır bir maliyeti var. Rüzgârda kaynak maliyeti ise sıfır.
– Rüzgârda Türkiye’de, bugüne kadar 15 dolayında firma 1 milyar dolarlık yatırım yaptı.
– Halbuki, son 10 yıl içinde Almanya 20 milyar Euro, Amerika 30 milyar Euro’luk yatırım yaptılar.
– Türkiye’de rüzgârdan 1000 megavatlık güç varken, bu üretimler Almanya’da 25 bin megavat, İspanya’da 24 bin megavat, Amerika’da ise 35 bin megavat.
Yani bize diyorlar ki, sen bunları bırak, enerjini nükleer, doğalgaz ve kömür santrallarından üret!
Korkunç bir şey bu.

2 thoughts on “Babacan YEK'e Karşı Mı?

  1. seydi topal

    malaesef ülkemizin makus talihi diyerek sözlerime isteksiz giriyorum.Ülkemiz gezegenimizin en şanslı kuşağında gerek rüzgar,ve gerekse güneşlenme açısından dünyanın sayılı birkaç ülkesinden biriyiz.bunun böyle olduğunu ilgili herkes biliyor.Böyle olmasına rağmen bu konuda hala bakir ülke sayılıyoruz acı ama gercek.İthal kaynaklarla enerji üretebilirsiniz ama bedava kaynaklarla enerji üretirseniz sonuç bu olur demeye çalışıyorlar.Anayasa değişikliği ile ilgili görüşmelerin onda biri kadar,hatta türbana harcanan mesainin yüzde biri kadar(insanlar kızabilirler ama buda bizim gerçeğimiz ve ayıbımız diyorum) bu kanunla ilgili görüşülse idi sonuç farklı olurdu.
    tabi bu arada doğalgaz alımı ile ilgili yapılan anlaşmalar var.vaadetmiş olduğumuz kadar doğalgazı almak zorundayız aksi halde ya fiat artıyor (ki bunu kimse istemez),yada gazı kesiveriyorlar.kömürde gene aynı oyun var.eee şimdi birde nükleer olayı gelişiyor.
    bağlı olduğumuz coğrafyada enerji acısından dışa bağımlılığını azaltmış,kendi öz kaynakları ile güçlenen ve gelişen bir Türkiyeyi bu coğrafyada kabul etmeyecek o kadar dış güç varki saymakla bitmez.
    işin açıkcası benim bu kanunla ilgili öngörüm karamsardı.ve ben halen en az iki yıl daha bu konuda ses getirecek bir düzenlemenin yapılacağına İNANMIYORUM acı ama görünen köy kılavuz istemez…

    Reply
  2. polat

    selam arkadaslar
    bende bu yasnin cikmasini bekliyorum.cünki bende almanyada enerji firmasinda yönetici olarak calisiyorum,ve türkiyede bu isi yapmak istiyoruz,ama ne yazak´”ki bir türlü bu yasa cikmadi…arkadaslar bu konuda bilgisi olan yada calismasi olan varsa beni arayabilir,,,00491634654906

    selamlar

    Reply

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir