Enerji Bir Sen’den Nükleer Projesi

By | 1 Eylül 2013

2013 Teklif Çağrısı Leonardo da Vinci Hareketlilik projeleri kapsamında Enerji Bir-sen ile İstanbul Medeniyet Üniversitesinin ortaklaşa hazırladığı   “Doğada Radyoaktivite” adlı proje başvurusu kabul edildi.

Proje ile  Radyasyon Bilinci ve Radyasyon Güvenliği alanında yüksek işgücü verimi elde edilmesini sağlamak, Fen Edebiyat Fakültelerinin Fizik, Kimya, Biyoloji bölümleri ile Mühendislik Fakültelerinin İnşaat, Jeoloji ve Jeofizik Mühendisliği bölümlerinden mezun bireylerin; bilgi, deneyim ve istihdam edilebilirlik oranını yükseltmek  hedefleniyor

Projeyi yürüten ekipte yer alan Enerji Bir-Sen İstanbul Şube Başkan Vekili Doç. Dr. Erol Kam (Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezi Başkan) ‘’Doğada Radyoaktivite’’ projesini değerlendirdi. Kam, projemiz sunulan toplam 2293 proje teklifinden 2118’i ön değerlendirme kriterlerini karşılayarak içerik değerlendirmesine alınmış, bunun sonucunda 348 proje teklifi desteklenmeye değer bulunmuştur. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. M. Nureddin Türkan’ın yürütücülüğünde hazırlanarak sunulan projemiz “Doğada Radyoaktivite” 2013 yılı  içerisinde İstanbul’daki üniversitelerden yapılan Hareketlilik (Mobility) proje başvuruları içerisinde desteklenmeye değer bulunarak kabul edilen tek proje olma özelliği taşıyor.

Proje ile ilgili Konuşan Memur-sen Genel Başkan Yardımcısı Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, Enerji Bir-Sen’in böyle bir projenin içerisinde olmasından duyduğu mutluluğu dile getirirken,  Projede çalışan Enerji Bir-Sen İstanbul Şube Başkan Vekili Doç.Dr. Erol Kam’ı yürekten kutluyorum dedi.

‘’2023 vizyonunda Nükleer Enerji Projelerine ağırlık verecek olan ülkemizin,  Nükleer Enerji ve çevresel etkilerinin daha iyi anlaşılması açısından bu proje son derece önemlidir diyen Tonbul sözlerine şöyle devam etti:

’’Ülkemizin uzun vadede enerji ihtiyacının bir kısmını karşılayabilmek adına uğraş verilen önemli konulardan biri nükleer enerjidir. Nükleer enerji 50 yılı aşkın bir süredir dünya kamuoyunu hep işgal eden bir konudur. Gerek 2.Dünya Savaşı sırasında geliştirilen atom bombası gerekse takip eden soğuk savaş yılları sırasında nükleer güç küresel politikaları belirleyen önemli bir olay olmuştur. Nükleer gücün enerji amaçlı geliştirilmesi, elektrik enerjisi üretmek için kullanılması, teknoloji düzeyi yüksek diğer gelişmiş ülkeler tarafından da benimsenmiştir. Çünkü enerjiyi ucuz, kaliteli ve sürdürülebilir olarak elde eden ülkeler, küresel ticaret ve kalkınma yarışında hep ön sıralarda yer almıştır. Bu nedenle Türkiye’nin enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayacak ticari bir proje olan nükleer santrallere geçiş serüveni gerek siyasi nedenlerle gerekse nükleerin geçmişte bırakmış olduğu olumsuz etkiler bu geçiş sürecinin uzamasına neden olmuştur.’’

Genel Başkan Tonbul, Nükleer santrallerin diğer enerji kaynaklarına alternatif oluşturması, yakıt maliyetlerinin düşüklüğü, dışa bağımlılığın azaltılması ve çevre kirliliği açısından en temiz enerji elde etme yöntemi olması sebebiyle tercih edilen bir enerji kaynağı  olduğunu söyledi.

Ülkemizde kurulması planlanan santrallere yönelik çeşitli eleştiriler olduğunu söyleyen Tonbul, Nükleer santralle ilgili yapılan  çevre düşmanıdır ve radyasyon yayar,  nükleer santral atıkları ciddi bir sorundur, en pahalı elektrik nükleerden elde edilir, nükleer enerji dışa bağımlıdır, Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı yoktur gibi çeşitli yalanlar, nükleer korkuları arttırmaktadır. Bu karşı çıkışların nükleer enerjiye olan ön yargıları pekiştirmekte ve ülke insanının bu kaynaktan mahrum bırakılmasına yönelik güçlü bir muhalefet oluşturduğunu söyledi.

Son olarak şunları söyleyen Tonbul, ‘’Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda başarılı grafiğini sürdürmesi gereken Türkiye’nin, nükleer enerji konusunda da atacağı adım ülkemizi daha ileriye taşıyacağı muhakkaktır.  Enerji yoğunluğu ne kadar artarsa kıymeti ve mükâfatı o oranda artıyor. Bu bağlamda üzerinde hassasiyetle durulması gereken konu nükleer enerjinin kullanılıp kullanılmamasından ziyade nükleer enerjide altyapı güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu da, konuşmamın başında söylediğim gibi ileriki dönemde 3 Nükleer Santral kuracak ve gelecekteki enerji politikalarını ‘’Nükleer Enerji’’ üzerine inşa edecek olan ülkemizin bu tarz projeleri ve proje üretecek beyinleri desteklemesi ile mümkün olacaktır, dedi’’

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir