Nükleeri Sökmek Daha Pahalı

By | 26 Mayıs 2013

Ernst&Young Global Enerji ve Altyapı Hizmetleri partneri Ben van Gils, nükleer santral tartışmaları yaparken, nükleer santralları sökme maliyetinin, kurulum maliyetinin üç ile beş katı seviyesinde olduğunu söyledi.

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi Ernst & Young’ın dünya çapındaki altyapı hizmetlerinin koordinasyonunu sağlayan Ben van Gils, ikinci nükleer santralı inşa etmek için Japonya ile el sıkışan Türkiye’ye “şeffaflık” tavsiyesinde bulundu. Nükleer santrallarda faaliyete son verme maliyetinin, yatırım maliyetinin üç ila beş katına çıkabildiğini dile getiren van Gils, “Ancak bu, ‘22 milyar dolarlık ikinci nükleer santralı sökmek, en az üç ila beş kat maliyetli olacak’ demek değil. 22 milyar dolarlık hesabın içinde sökme maliyetleri de yer alıyor olabilir. Bu tip yatırımların rakamları şeffaf olmalı. Eğer yeterince şeffaflık olmazsa, elektrik fiyatlarının da nasıl seyredeceğini göremezseniz” diye konuştu.

KAMUOYU KORKUYOR

“Stratejik Büyüme Forumu Türkiye 2013” sırasında sorularımızı yanıtlayan Ben van Gils, nükleer santrallere yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Türk kamuoyunun nükleerden korktuğunu söyleyen van Gils, şöyle konuştu: “Bu noktada kamu yönetimine de iş düşüyor. İnsanlara ‘Bizim burada inşa edeceğimiz teknoloji Fukuşima veya Çernobil ile aynı olmayacak’ mesajını anlatmaları gerekli. Bazen nükleer sanayiyi, ilaç sanayi ile karşılaştırıyorum. 20 yıl önce insanlar belli hastalıklar nedeniyle ölüyorlardı, ancak ilaç sektöründeki yenilikler nedeniyle şu anda söz konusu hastalıkları ciddiye bile almıyoruz. Nükleeri de buna benzetiyorum. Ancak ‘nükleer atık’ konusu farklı bir sorun.”

SÖKÜLME MALİYETİ

Nükleerde çoğu zaman gündeme gelmeyen bir maliyet unsurunun da sökme maliyetleri olduğunu belirten van Gils, şöyle devam etti: “Eğer ‘Nükleer enerji ucuz çünkü bir kere kurduktan sonra neredeyse sonsuza dek kullanılıyor’ diyorsanız, aynı şey yenilenebilir enerji kaynakları için de geçerli. Ancak aradaki fark, güneş panellerini sökmek hiç de karışık değil. Nükleerde ise sökme maliyetleri inanılmaz yüksek. Kimi zaman kurmaktan bile daha maliyetli olabiliyor. Eğer sökmeye yönelik maliyetleri göz önüne almazsanız, toplam maliyet yapısı oldukça farklı olur. Sanki çok ucuz nükleer enerji üretiyormuşsunuz gibi gözükür ama özünde o kadar da ucuz değildir. Fransa’nın problemi bu.”

‘Almanya vazgeçerken neden istiyoruz’

TÜRKİYE’DEKİ kamuoyunun “Eğer Almanya nükleerden vazgeçiyorsa, biz neden nükleer enerji istiyoruz” şeklinde düşündüğünü vurgulayan van Gils, “Ancak iki ülkenin durumu farklı. Almanya’nın olgun bir ekonomisi var, Türkiye ise hızla büyüyen bir ülke. Bir şeyler yapmanız şart. Nükleerin tarihine bakarsak, Fukuşima oldukça büyük bir problemdi ve herkesi şoke etti. Ancak Çernobil de Japonya kadar büyük bir şok yaratmıştı. Aradan 10–15 yıl geçti ve nükleer sanayi eski haline döndü. Fukuşima üçüncü nesil bir santraldi. Türkiye’de beşinci, altıncı nesil santraller inşa edilecek. Zamanla nükleer santral standartları mükemmelleşti ve güvenlik önlemleri iyileşti. Çin, Türkiye gibi büyüyen ekonomilerde nükleer enerjinin geliştiğini göreceğiz” diye konuştu.

Yenilenebilir çözüm değil

YENİLENEBİLİR enerjinin Türkiye için bir çözüm olmadığını, artan büyümeyi tek başına karşılayamayacağını vurgulayan van Gils, şunu söyledi: “Almanya’da kamuoyu kesinlikle nükleere karşıydı. Karşıtlığın ana nedeni nükleer atık konusuydu. Tartışmalar ‘Biz nükleer istemiyoruz’ değil, ‘Biz nükleer atık istemiyoruz’ noktasındaydı. Nükleerden vazgeçildi ancak Almanya büyük bir sorunla karşı karşıya. Nükleer enerjiden önümüzdeki birkaç yıl içinde tamamen çıkmış olacak, bunun maliyeti çok yüksek. Öte yandan bunu rüzgâr ve güneş enerjisiyle telafi etmeye çalışacaklar. Hükümet tüm güneş kurulumları için belli bir ödeme yapıyor. Rüzgâr enerjisi santralleri ülkenin kuzeyinde kurulabiliyor, tüketim ülkenin güneyinde. Almanya’da nükleer tartışmalar hala devam ediyor.
Ancak Merkel kesinlikle nükleer santralleri kapatmak zorunda, eylülde seçimler var.”

One thought on “Nükleeri Sökmek Daha Pahalı

  1. EKSOM

    Bu adam, Almanlarıda Türkler gibi keriz sanıyor!
    Almanlr bir şeyin hesabını en içce detayına kadar yapmadan, bir şeyden asla vazgeçmezler. Hesabını bilen, kitabını bilir.
    Ortalama 300 gün güneşli günleri bulunan Türkiyede atom santrali güneş santrellerinden dahamı verimili olacakmış?!
    Almanyada ortalama sadece 120 gün güneş var. Güneş yetmezse, (bence yeter ve artar bile!) Türkiyede dünyanın en verimli jeotermal kaynaklarıda var. Dünyada 10. sıradayız. Buda yetemedi enerji tüketiminde verimliliğimizi 5-kat artırarak Prof. Weizaeckerin faktör 5 kitabı (UN-Enerji uzmanı)) hiç bir tek atom santreli bile kurmadan yolumuza 200 yıl daha temiz enerjilerel devam edebiliriz.

    Reply

EKSOM için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir