Rüzgar Enerjisi ve İklim Değişikliği

By | 30 Nisan 2012


ABD’de yapılan bilimsel bir çalışma rüzgar enerjisi santrallerinin bulunduğu alanlarda uzun vadede iklim değişiklikleri olabileceğini ortaya koydu.

Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, dünyanın en büyük dört “rüzgar çiftliğine” evsahipliği yapan ABD’nin Teksas eyaletine ait uydu verileri incelendi.

Büyük rüzgâr türbinlerinin bulunduğu çiftliklerde yere yakın havanın yükseğe taşındığını belirleyen araştırmacılar, bu durumun bulut oluşumunu ve rüzgar hızlarını da etkilediğini bildirdi.

Sonuçlar, yerel sıcaklığın türbinlerin faaliyete geçmesinden sonra özellikle de gece sıcaklıklarının 0.72 santigrat derece arttığını gösteriyor. Bu değişimin uzun vadede doğal hayatı ve bölgesel iklim koşullarını etkileyebileceği tahmin ediliyor.

New South Wales Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi yöneticisi Steven Sherwood, New York Üniversitesi’nin araştırmasının “son derece sağlam” olduğunu belirterek şu yorumu yaptı:

“Sonuçlar anlamlı. Zira geceleri yerdeki hava, birkaç yüz metre yükseklikteki havaya kıyasla oldukça soğur. Rüzgar çiftliklerinin ürettiği hafif türbülans, bu iki havanın karışmasına, dolayısıyla yerin fazla soğumamasına neden oluyor. Aynı stratejiyi, sabahları don olayına karşı önlem olarak alçaktan helikopter uçuran meyve yetiştiricileri de uygular.”

Rüzgar santrallerinin bu etkisinin azaltılması için rotor tasarımının değiştirilebileceği veya yüksek türbilanslı alanlara rüzgar çiftliklerinin kurulmasıyla aşılabileceği belirtiliyor.

2 thoughts on “Rüzgar Enerjisi ve İklim Değişikliği

  1. Uğurtan ERUL

    İlk cümlede insanları şok etmek için “Yel değirmenleriyle elektrik üretimi salaklıktır” diyorum.
    sonra “salaklık olmasa da saflıktır”
    çünkü rüzgâr yok sa elektrik yok , veya elektriğe ihtiyaç yok iken rüzgâr var. Elektriği depolamak mümkün değil. İşte bu sebepten Avrupada kurulmuş sistemleri , “elektrik üretmesin diye” durduruyorlar. Çok acıklşı değil mi ?
    ( İnternetten havadisleri takip edebilirsiniz.)
    Sebep ; Fazla üretim ile hatlara zarar vermemek için !
    Bu pahalı yel değirmenlerinden faydalanmanın diğer yolu , Alternatörler yerine Kompresörler kullanmak. Basınçlı hava depolanabilir . Basınçlı hava ile çalıştıracağınız bir motor ile Alternatörünüzden faydalanabilirsiniz. Mevcut içten yanmalı motorları dönüştürebileceğiniz gibi yeni dizaynlanacak motorları da hava ile çalıştırabilirsiniz.
    ben araştırdım , oluyor
    Uğurtan ERUL Makine Teknikeri

    Reply
  2. Ferit Baltacı

    Güneşten yer yüzüne 1 Sn inen erk (güre) 170 milyon MWatt , Türkiye nin 1 yılda ürettiği toplam güre ise 100 milyon MWatt. Bunun için Havayı kirletiyoruz , Katarlar binlerce ton kömürü oradan oraya taşıyor , külünü dökecek yer bulamıyoruz. Bilinemeyen binlerce çevre sorunu ve savaş çıkaracak denli gözü dönmüş tekel olmuş yakıt kuruluşlarına “ben yiyemedim sen ye” diye gelir aktarımı , Sonuçta acuna gelen Güneş erkinin yaklaşık yarısını bir yılda üretebiliyoruz.. Gelecekte ileri ülkeler , Güneş gücünü yel ve ışık olarak iyi değerlendirebilenler arasından çıkacak.
    Örneğin günümüzün “Elektrikli arabaları” Türkçesi ile “Balkıbinit” yol erişimi 150 km gibi çok yetersiz.. Akımsakları yeniden doldurmak ise saatler alıyor ..Çözüm olarak çevreme önerdiğim bir yöntemi sizlerle paylaşmak isterim ; Balkıbinit ile söz gelimi Ankara dan İstanbul’a gidiyorsunuz. Yol boyunca dağlar , tepeler arasından geçiyoruz. Gündüz Güneş ışığı ,gece ise yelekim ( çok rüzgar alan yer ) bölgeler var. Işık ve Yelden elde ettiğimiz balkıyı , anında Akımsaklar’a yüklesek .. Elimizde pek çok dolu Akımsaklar olur. Eğer arabaların Akülerini tıpkı evlerde kullanılan LPG tüpü gibi anında değişir tasarlarsak , Balkısı bitmeye yakın araç “Balkı Durağından ” bir çay içimi sürede sanki deposuna yakıt almış gibi dolu Akımsaklar ile boş Akımsakları değiştirir. 100 -150 km de bir bu tür Balkı Durakları olduğunu düşünsek ,, ülkemiz üzerinde bulunan ışık ve yel gücü ile arabalarımızı , kamyonlarımızı çalıştırabiliriz… Bunları ben çevreme anlatırken, Fransız Renault bu yöntemi uygulamaya sokmuş bile. Ülkemizin yelini , ışığını bu yurdun çocukları değerlendiremezse !Yabancı orayı boş bırakmaz ve gelir anında el koyar. Ardından güzelliklerimizede.. 780 000 km / kare Türk yurdunda her türlü yeraltı ve yerüstü kaynak var . Yeter ki okul bitirmiş Mühendisler bu işlere soyunsun ! Kamu erki kendi insanının önünü kesmesin azıcık desteklesin , ya da gölge olmasın. Önce dağımızda , bayırımızda , ovamızda ve yaylamızda ki Güneş ışığını ,Güneş akımüreteci üzerinden, Akımsaklara dolduracağız. Oradan Türk tasarımı BALKIBİNİT in boş akımsakları , dolusu ile Balkı durağında değiştireceğiz… Bu yaklaşımı bizler yaşama geçirmeye yönelsek , bakın hangi uram (sanayi ) alanları işlemeye başlar , Kurşun madenlerimizden tutun işlemediğimiz Tuz gölü Lityum una . Pervane üretiminden akım üretecine , mıknatısına , direğine ülke bu alanda sıçrama yapar . Eğer bu ülke yabancıya dilenmek yerine , ben yapacağım diye ortaya çıkarsa , kendi uygulayım bilimimizi , üretim yöntemimizi belirlersek öne geçer bağımsız , saygın , mutlu ve güçlü oluruz…Türk ışık ve yel gücü ile ulaşım gerçekleşebilir.. Kısaca TIYU .. Bu düşmü diyorsunuz ? Hayır bu ulus bunları yapacak. ferit Baltacı 16 06 2012

    Reply

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir