Alternaturk Ana Sayfa
Norm Enerji Sistemleri
  GÜNEŞ ENERJİSİ   RÜZGAR ENERJİSİ   JEOTERMAL   DALGA ENERJİSİ   HİDROELEKTRİK  BİYOETANOL   ELEKTRİK  BOR  ÇOCUK
       

Sinan Aygün'den Nükleere "evet "
Son zamanlarda sürekli tartışma konusu olan elektrik arzı sıkıntısı yoğun siyasi gündeme rağmen gündemden düşmüyor. Elektrik ihtiyacımızın büyük bir kısmını ital kaynaklardan karşılıyor olmamız stratejik özellikler dikkate alındığında kaygı verici unsurlar taşıyabiliyor.
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan AYGÜN konu hakkında ciddi açıklamalar yaparken nükleer enerjinin göz ardı edilemeyeceğine vurgu yaptı.
Türkiye'nin hızla enerji darboğazına doğru yol aldığını belirten Aygün, "Türkiye Enerji konusunda 5 yıldır yan gelip yatıyor. 2009'da karanlığa gidiyoruz,ampuller sönecek" dedi.
 

- Aygün, son 5 yıldır ithal doğalgaz ve petrole bağımlı enerji politikalarının devam ettiğini söyledi.

- 112 milyar metreküp kullanılabilir suyun 72 milyar metreküpünün boşa aktığını söyleyen aygün, elektriğin sadece yüzde 25'inin sudan, yüzde 44'ünün ise ithal doğalgazdan üretildiğini anlattı.

- 2006 yılında ham petrol ve doğalgazın Türkiye'ye faturasının 26 milyar dolar olduğunu hatırlatan Aygün, önümüzdeki 15 yılda enerji ithali için 460 milyar dolar para gerektiğini kaydetti.

- Aygün, Türkiye'nin elektriği sanayiciye 9 sent'e, Barzani'ye ise 4.3 sent'e satmasını da eleştirdi.

 Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin hızla enerji darboğazına doğru yol aldığını belirterek, "Türkiye enerji konusunda 5 yıldır yan gelip yatıyor. 2009'da karanlığa gidiyoruz, ampuller sönecek" dedi. Aygün, son 5 yıldır, ithal doğalgaz ve petrole bağımlığı enerji politikalarının devam ettiğini söyledi.

  Önlem alınmadığı takdirde gelecek yıl Türkiye'nin bir numaralı sorununun elektrik kesintileri olacağını kaydeden Aygün, siyasetçilere, "Gelecek iktidarın 2008 yılı ajandasının ilk sırasında, Türkiye'yi karanlıktan kurtarma sorunu olacak. Neden meydanlarda enerji konusunu konuşmuyorsunuz?" diye seslendi. 

  Aygün, Devlet Planlama Teşkilatı'nın "2009 yılında karanlık günlerin başlayacağı" uyarısı yaptığını hatırlattı. Dünya Bankası'nın 2006 tarihli raporunda da elektrik sektörünün arz güvenliği açısından riskli durumda olduğuna dikkat çekildiğini, yeni santral yapılacak zaman kalmadığı için talebi kısma önerisinde bulunulduğunu anımsatan Aygün, "Talebin kısılması, elektriğe zam yapılması demektir" dedi. 

SUYUMUZUN ÜÇTE İKİSİ BOŞA AKIYOR

 Türkiye'nin yıllık kullanılabilir 112 milyar metreküplük suyunun 72 milyar metreküpünün boşa aktığını vurgulayan Aygün, şunları söyledi:

"Su akıyor, biz bakıyoruz. Eğer bir yağmur damlası düştüğünde denize akıp gidiyorsa büyük kayıptır. Enerjisi alınmadan boşa akan su paradır, israftır ve geriye dönüşü yoktur. Suyun akışını seyretmeye devam edersek, yurtdışına tonlarca domates, patates satıp varili 60 dolardan petrol almaya devam ederiz."  

Aygün, Türkiye'nin "yerli, güvenilir, ucuz ve sürekli" bir enerji kaynağı olan sudan yılda 129 milyar kwh enerji üretebilecek durumda olduğunu ancak 45 milyar kwh elektrik üretildiğini de sözlerine ekledi.

  Petrol boru hatlarından sonra bölgenin en büyük enerji yatırımı sayılan Çoruh Nehri üzerindeki Deriner Barajı'nın 1998 yılında temelinin atıldığını ve 2005 yılında bitirilmesinin planlandığını hatırlatan Aygün, "Aradan 10 yıl geçmesine rağmen projenin yarısı bile tamamlanamadı. Bu hızla gidersek, karanlıkta kalacağız" diye konuştu.  

  Kredisi temin edilmiş çok sayıda projenin 5-6 yıldır beklediğini anlatan Aygün, dünyada bir eşi daha bulunmayan GAP Projesi'nin ise yarım kaldığına dikkati çekti. Aygün, GAP'ın 2.5 milyar dolar olan yıllık elektrik geliriyle projenin 6 yılda tamamlanabileceğine ve 20 milyar kilovat saat elektrik elde edilebileceğine işaret etti.

ENERJİYİ PAHALIYA ÜRETİYORUZ

  2006 yılında üretilen 175 milyar kwh elektriğin sadece yüzde 25'inin sudan, yüzde 44'ünün ise ithal doğalgazdan üretildiğini, bunun da elektrik fiyatlarını yükselttiğini anlatan Aygün, "2006'da elektrik üretiminde yüzde 46.6 oranında yerli kaynak, yüzde 53.4 oranında ithal kaynak kullanıldı. Türk sanayicisi, OECD ülkeleri içinde İtalya ve Japonya'dan sonra en pahalı elektriği kullanıyor" dedi.

 Devlete bağlı çalışan kömür santrallerinin 2006 yılı ortalama kapasite kullanım oranının yüzde 43 olduğuna dikkati çeken Aygün, "Bakımsızlık ve kötü işletmecilikten kaynaklanan bu durum üretim maliyetlerini yükseltiyor" diye konuştu. Aygün, Elektrik Üretim A.Ş.'ye (EÜAŞ) bağlı olarak çalışan termik santrallerin 1 kilovat saat elektriği 8.64 cent'e ürettiğini söyledi.  Ağır vergi yüküne de işaret eden Aygün, şöyle devam etti:

"Petrolün varilini 60 dolara alıyoruz. Yunanistan da 60 dolara alıyor, ABD de 60 dolara alıyor. Ama Amerika'daki benzin ile Türkiye'deki benzin arasında üç misli fiyat farkı var. Bu şartlarda rekabet edemeyiz. Enerji üzerindeki vergilerin hafifletilmesini istiyoruz. Sanayicimiz artık isyan ediyor. Altın yumurtlayan tavuğu kesiyoruz. Sanayinin iki ana maliyet kaleminden biri enerji... Eğer enerjiyi ucuza verseniz sanayimiz daha üretken hale gelecek. Türkiye'de üretime teşvik yok caydırma var. İşsizlik ve yoksulluğun önlenmesi için enerji maliyetlerinin aşağı çekilmesi kaçınılmazdır."

 SANAYİYE 9 CENT, BARZANİ'YE 4 CENT

 Aygün, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun raporuna göre, Türkiye'nin ilk özel elektrik ihracatçısı olarak ve Kuzey Irak'a elektrik satan Kartet'e elektriğin 4.2 cent'ten, Türk sanayicisine ise 9 cent'ten verildiğini belirterek, "Türkiye elektriği 9 cent'e, Barzani'ye 4 cent'e satıyor" dedi.

ENERJİMİZİN YÜZDE 70'İ İTHAL

  Türkiye'de enerjinin yüzde 70'inin, petrolün yüzde 92'sinin ithal edildiğini belirten Aygün, Türkiye'nin 2006 yılı ham petrol ve doğalgaz faturasının 26 milyar dolar olduğunu hatırlattı. Önümüzdeki 15 yılda enerji ithali için 460 milyar dolar para bulmamız gerektiğini anlatan Aygün, "Önümüzdeki yıllarda enerji faturamız kabaracak. Bir an önce yerli kaynaklarımıza dönmemiz ve yatırımlara hız vermemiz lazım" diye konuştu.

NÜKLEERE SIRTIMIZI DÖNEMEYİZ

Dünyada 440'a yakın nükleer enerji santrali bulunduğunu, 38'inin de inşa halinde olduğunu belirten Aygün, "Türkiye, risklerine karşı gerekli güvenlik önlemlerini alarak nükleer santral kurmak zorundadır" dedi.

  Fransa'da elektriğin yüzde 75-80'inin, Almanya ve Japonya'da yüzde 30-35'inin, ABD'de yüzde 19-20'sinin, dünya genelinde ise yüzde 16-19'unun nükleer enerjiden elde edildiğini hatırlatan Aygün, Türkiye'nin nükleer enerjiye sırtını dönme lüksü bulunmadığını vurguladı.

HIRSIZLIĞIN YILLIK FATURASI 1.5 MİLYAR DOLAR

  Elektriğin pahalı olması, bakımsızlık ve denetimsizlik nedeniyle kayıp ve kaçak oranının OECD ülkelerinin tümünden yüksek olduğunu belirten Aygün, kaçak elektrik kullanımının Türkiye'ye yıllık faturasının 1.5 milyar dolar olduğunu kaydetti. Aygün, "Türkiye'de kayıp-kaçak oranı yüzde 18-20 ile AB ortalamasının iki katına ulaşıyor. Aydınlık için kayıp-kaçağı önlemek zorundayız" dedi.

 Rehabilitasyon eksiklikleri, yatırımların gecikmesi ve kurumlar arası koordinasyon yetersizliğine de dikkati çeken Aygün, Türkiye'nin enerji darboğazını aşması için mevcut santrallerin rehabilite edilmesi, su ve kömür kaynaklarının değerlendirilmesi, güneş ve rüzgar enerjisi ile jeotermal enerjiden yararlanılması, petrol ve doğalgaz arama çalışmaları ile enerji yatırımlarına ağırlık verilmesi ve kayıp-kaçak oranının düşürülmesi gerektiğini bildirdi.

 

 

 



 HABERLER
 DOSYALAR
 ENERJİ TASARRUFU
 ENERJİ FİRMALARI
 ENERJİ VERİMLİLİĞİ
 ÇEVRE
 VİDEO BLOG
 YENİLENEBİLİR ENERJİ
 ENERJİ İLANLARI

E-posta Aboneliği :


Haberlerimiz
e- postanıza gelsin

 
 
Toplam Ziyaretçi