Alternaturk Ana Sayfa
Norm Enerji Sistemleri
  GÜNEŞ ENERJİSİ   RÜZGAR ENERJİSİ   JEOTERMAL   DALGA ENERJİSİ   HİDROELEKTRİK  BİYOETANOL   ELEKTRİK  BOR  ÇOCUK
       
 VİDEOLAR
 TÜRKIYE BİYOYAKIT RAPORU
 BİYOETANOL ÜRETİMİ
 BİYOETANOL ANA SAYFA

 
TÜRKİYE BİYOYAKIT RAPORU

GİRİŞ

Geleneksel olarak bilinen ve yaygın kullanımdaki enerji kaynaklarının yok olma riskinin arttığı bir sürecin başlangıcındayız. Bu risk birçok faktörü içermektedir. Klasik enerji kaynaklarının birçoğu hesaplanan yaklaşık bir süre sonunda tükenecektir. Bu tür kaynaklar çevre için büyük ve geri dönüşümü olmayan tehlikeler yaymaktadır. Klasik enerji kaynakları artan ihtiyacı ve gelişen teknolojiyi beslemekte yetersiz kalmaktadır. Gelişmiş ülkeler enerji çeşitliliğini artırmakta, yaymakta ve belli enerji kaynagı türlerine büyük oranlarda bağımlı olmamaya çalışarak alternatif arayışlarını sürdürmektedirler.

Diğer yandan, yeni veya yenilenebilir enerji kaynaklarının çesitliligi artmaktadır. Bir kismi ekonomik alternatiflik açisindan deger kazanmakta, ancak, tamaminin ortak yönü çevreye olumsuz etkilerinin olmamasıdir. Biyoyakıtlar en yeni ve hizla yaygınlasan alternatiflerin en basinda gelenidir. 1992 yılında piyasaya sunulan Biyoyakıtlar çok hizli bir gelişme kaydetmektedir.

Biyoyakıtlar; fosil kökenli yakıt rezervlerinin (petrol, kömür, dogalgaz v.b.) dünyanin belirli bölgelerinde bulunması, tükenme riski ve yaygın kullanımin çevreye olan olumsuz etkilerinin gündeme getirdigi, daha çok tarımsal ürünlerden, degisik kimyasal yöntemler yardimiyla üretilen benzin ve motorinle karışım halinde kullanilan, temiz enerjilerden biridir.

Günümüzde Biyoyakıtları gündeme getiren gerekçeler:

  • Fosil kökenli yakıtların egsoz neden olduğu çevresel tahribatin azaltılması,
  • Egsoz emisyonlarının saglik açisindan risklerinin en aza indirilmesi,
  • Enerji güvenliginin sağlanması ve enerjide dışa bagimliligin azaltılması,
  • Kirsal kalkinmanin gerçeklestirilmesi olarak belirtilebilir.
  • gelişmis ülkelerde, artan petrol kullanımi lokal hava kirliliginin artmasına ve karbondioksitin sebep olduğu global problemleri ciddi sekilde büyütmekte olduğu söylenebilir. Biyoyakıtların en yaygın olanları BIYOETANOL ve BIYODIZEL'dir.
TARIMSAL AÇIDAN BİYOYAKIT

-Tarimsal üretimde çesitliligi saglayarak,tarımsal ekolojiye olumlu katkıda bulunmak,

-Biyoyakıt üretimi yoluyla organiktarımin gelişimini desteklemek,

-Ürün çesitliligini saglayarak sürdürülebilirtarımsal bir yapi oluşturmak,

-Yag bitkileritarımini yaygınlaştırarak ayni zamanda yemeklik yag açiginin kapatilmasına imkan sağlamak,

Çiftçilerintarımsal giderlerini azaltmak ve alternatif ürün olarak yag bitkileri yetistirerek gelirlerini artırmak,

-Tarimda ekim nöbetini yaygınlaştırarak toprak verimliligini artırmak ve polükültürtarıma imkan sağlamak,

-Biyoyakıt üretiminden geriye kalan organik karakterli atikların hayvan yemi olarak degerlendirilmesini sağlamak,

-Ihracat potansiyeli yüksek, ülke içinde katma deger üretecek olan yeni bitki türlerinin ekonomiye kazandirilmasıni sağlamak,

-Enerjide dışa bagimliligi bir miktar azaltmak ve dövizden tasarruf sağlamak,

BIYOETANOL

Biyoetanol, kökeni nisasta olan vetarım ürünlerinden elde edilen oktan sayısı yüksek bir Biyoyakıttir. Biyoetanol,tarım ürünlerinde var olan nisastanin şekere dönüsümünden sonra uygulanan fermantasyon islemi sonucu ortaya çikar. Benzinle dogrudan karisabilir. Biyoetanol üretilebilecek baslica bitkiler: Bugday, S.Pancari, Misirdir.

Yapilan arastirmalar en ekonomik biyoetanolün şekerpancari, misir ve bugdaydan, biyodizelin ise kolza, soya ve palm yagindan üretildigini göstermektedir. Ancak, temel üretim materyali olan bitkilerle yapilacak iyileştirme Çalışmaları ile daha ileri düzeye götürülebilecegi gibi diger ürünlerinde ekonomiklik seviyeleri artırilabilir.

Ülkemizde Biyoetanol agirlikli olarak şeker fabrikalarında melastan üretilmektedir. Ülkemizin yıllık benzin tüketimi 4.5 milyon m3 ‘tür. TSE standartlarında kabul edildigi gibi % 5 karışım esas alınarak hesaplandiginda Yıllık 225 000 m3 biyoetanole ihtiyaç vardir. Mevcut teknoloji ile 1 lt biyoetanol için 2.5 kg bugday kullanilması gerekir. Biyoetanol üretiminin artırilabilmesi için hammadde üretim miktarlarının artırilması gerekir. Biyoetanol üretimi için en uygun hammaddeler misir ve bugdaydir. Her iki ürünün üretimlerinin de ülkemizde artırilma imkanı vardir. Misir üretiminin 5 yıl içerisinde 8 milyon tona, bugday üretiminin de 23 milyon tona çikartilması mümkündür.

DÜNYADA VE AVRUPA BİRLİĞİNDE BİYOYAKIT

Biyoyakıt alaninda ilk uygulama, biyoetanolle baslamistir.A.B.D. de 2004 yılı Biyoetanol üretimi 10.3 milyon ton'dur. A.B.D. de genelde misirdan üretilen biyoetanolün benzine karışımı %10 oranında yapilmaktadır. Ispanya'nin lider olduğu Avrupa birliğinde, Polonya, Fransa, Isveç, ve Almanya Biyoetanol uygulamalarında aktif diger ülkelerdir. Bu ülkelerde hammadde olarak genelde bugday kullanilmaktadır.

Biyoyakıtlar içersinde en yaygın olan ise Biyodizeldir. Avrupa birliğinde 2003/30/CE sayılı ve 8 Mayis 2003 tarihli direktifi ile karışım oranları mecbur hale getirilmistir.

AB toplam biyodizel üretimi 2003 yılı itibariyle yaklaşık 2.3 milyon tondur. Bu üretimin büyük kismi Almanya tarafindan gerçeklestirilmektedir. Daha sonra sirasiyla, Fransa, Italya ve Çek Cumhuriyeti en fazla üretim yapan ülkelerdir.

Türkiye'nin yıllık benzin tüketimi 4.5 milyon m3 dür. %2 lik karışım oranında 90 000m3 lük bir biyoetanol ihtiyacı vardir. Yıllık motorin tüketiminin yaklaşık 10 milyon ton olan ülkemizde % 2'lik karıştırma oranı için biyodizel ihtiyacı ise 240 000 m3'dür.

gelişmis ülkelerde uygulama imkanı bulmuş çevreyle dost bir enerji türü olan biyodizel üretimine yönelik Bitkisel ve Hayvansal Atik Yagların Kontrolü Yönetmeligi Çalışmaları devam etmektedir. Çalışmaların Ocak 2005 tarihinde sonuçlandirilarak uygulamaya gidilmesi planlanmaktadır. Bu çerçevede, tasarruf anlaminda ele alindiginda yaklaşık 350.000 ton/yıl atik bitkisel yagin biyodizel üretimine dahil edilerek yurtdışina petrol için ödenen döviz miktarinin düsmesi hedeflenmektedir. Çesitli çevrelerce bu konuda ki öngörüler yaklaşık olarak 200 Milyon Dolarlık bir kaynağın ülkemizde tekrar kalması olarak degerlendirilmektedir.

2004 yılı itibariyle ortalama ham yag fiyatları 550 ton/$ civarindadir. Bu fiyatlar, kolza ve palmiye yagları esas alınarak hesaplanmıştir. Bu ürünlerin tamami ithal edilmek zorunda kalinacaktir. Böyle bir durumda, 2005 yılında toplam 1.1 milyar ABD Doları tutarinda ithalat yapilirken, 2010 yılına gelindiğinde bu tutar 3.165 milyar ABD Doları'na çikacaktir. ayrıca, özellikle AB'nin yukarıda verilen oranları tam olarak uygulaması durumunda dünyadaki hammadde ihtiyacı daha da artacaktir. Bu da hammadde fiyatlarının yükselmesi demektir. Yani, hammaddeye ulaşım için bir rekabet yasanacaktir.

SONUÇ

İthalatımızın en büyük kalemlerini oluşturan ham petrol ve ham yağda döviz tasarrufunun yolu yerli üretim oranını artırmaktır. Ülkemizde 2003 yılı itibariyla 868 Bin Ton Yag Ithalati Için; 442 Milyon Dolar, 1.400 Bin Ton Yagli Tohumlar Için; 410 Milyon Dolar Olmak Üzere Toplam 852 Milyon Dolar döviz ödenmistir.

Türkiye'nin yıllık benzin tüketimi 4.5 milyon m3 dür. %2 lik karışım oranında 90 bin ton, %5 lik karışımda 225 bin ton biyoetanol ihtiyacı söz konusudur. Yıllık motorin tüketiminin yaklaşık 10 milyon ton olduğu ülkemizde % 2 lik karıştırma oranı için biyodizel ihtiyacı 200 000 m3, 'dür.

Sonuç olarak, yag bitkileritarımının yaygınlaştırılması ile ekonomiye olan ve yukarıda bahsedilen diger katkıları yaninda ham yag ve ham petrol bazında yaklaşık toplam 11 milyon Dolarlık bir döviz tasarrufu söz konudur.

BİYOYAKIT EYLEM PLANI

1.Koordinasyonu sağlamak üzere ilgili kesimlerin katılımıylala Ulusal Biyoyakıt çalışma grubunun oluşturulması,

2.Hammadde üretim merkezli, Ulusal ölçekte projelerin hazırlanması,

3. Kullanım seklinin belirlenmesi (Saf, karisim yada katkı),

4. Üretim ve tüketime ilişkin Projeksiyonların hazırlanması,

5. Bitkisel ürünlerin tür ve çesit bazında belirlenmesi,

6. Belirlenen bitkilerden yeni olanlara ait adaptasyon çalışmalarının yapılması ve verim bileşenlerinin belirlenmesi,

7. Biyoyakıt alaninda toplumsal bilinci geliştirme etkinliklerinin yapılması,

8.Yasa, Yönetmelik, Tüzük ve Standartların ülkesel şartlara bağlı olarak ve Biyoyakıtların gelişimini destekler nitelikte hazırlanması,

9.İlgili bitkilerintarımının yaygınlaştırılmasında uygun model ve enstrümanların belirlenmesi (üretici birlikleri, kooperatifler, sözleşmelitarım, destekleme kapsami, prim), (“Tohumunu getir, yakıtini Götür” ) gibi yaklaşımların sağlanması,

10.kullanım uygulamalarının baslatilacagi pilot alanların (büyüksehir belediyeleri, araç filoları, askeri araçlar, okul servisleri v.b.) ve sistemin (kapali sistem) belirlenmesi,

11. Üretim tesislerine yönelik akreditasyon sisteminin oluşturulması,

12.Tüketimi özendirecek politikaların belirlenmesi (vergi indirimi, sübvansiyon, karbon vergisi v.b.)

13.Motor üreticilerinin Biyoyakıtları garanti kapsamina alma çalışmalarının yürütülmesi,

14.Biyoyakıt ticaretinin kayıt altina alınması,

15.Biyoyakıt ihtiyacinin tamamen yerli üretimlekarşılanması, bunun için hammadde üretimine TIGEM işletmelerinin özel sektöre açilmasi.

16.Üretimin bir münavebe sistemi içinde gerçeklestirilmesi ve öncelikli olarak şeker pancari üretim alanlarının kullanılması
(Tarım ve Köyişleri Bakanlığı)





 HABERLER
 DOSYALAR
 ENERJİ TASARRUFU
 ENERJİ FİRMALARI
 ENERJİ VERİMLİLİĞİ
 ÇEVRE
 VİDEO BLOG
 YENİLENEBİLİR ENERJİ
 ENERJİ İLANLARI

E-posta Aboneliği :


Haberlerimiz
e- postanıza gelsin

 
 
 
Toplam Ziyaretçi